Sinyal Kolu Nedir? Sinyal Kolu Arızası ve Belirtileri
Sinyal kolu nedir? Sinyal kolu arıza belirtileri nelerdir? Sinyal lambası ve tarihçesi hakkında genel bilgiler.
Sinyal Kolu Nedir? Nasıl Çalışır?
Sinyal kolu, taşıtların dönüşlerini diğer sürücülere ve yayalara belirtmek için kullanılan ve direksiyon kolonuna monte edilen bir otomotiv bileşenidir. Ayrıca, araç uygulamasına bağlı olarak gece ve gündüz farlarını, sis farlarını, hız sabitleyici ve diğer bileşenleri etkinleştirmek için de kullanılmaktadır.
Kontak anahtarı açıldığında, sinyal kolu rölesine (flaşör) sigorta kutusundan elektrik akımı gönderilir. Flaşör, sinyal lambalarına giden devreyi açıp kapatan bir anahtar rolü üstlenir. Kolun yukarı veya aşağı konumuna bağlı olarak bir devre tamamlanır ve elektrik akımı sağ veya sol sinyal lambalarına ve gösterge panelindeki ışıklara gönderilir. Flaşör, ayrıca sinyal lambalarının etkin olduğunu sürücüye bildiren "çıt çıt" seslerinden de sorumludur.
Sinyal kolunu aşağı çekmek sol sinyal lambalarını, yukarı kaldırmak ise sağ sinyal lambalarını etkinleştirir. Far anahtarı açıkken kolu geriye doğru iterseniz uzun huzmeli farlar yanar. Kolu kendinize doğru çekip bıraktığınızda ise "sellektör" denilen eylem meydana gelir. Sağ veya sol sinyal lambaları etkinleştirildiğinde, direksiyon tersi istikamete çevrilinceye kadar ve direksiyon düz bir noktaya getirilinceye kadar sinyal lambaları yanmaya devam eder. Ardından, sinyal lambaları otomatik olarak kapanır.
Ek olarak, 2011 yılında Ford tarafından geliştirilen bir özellik daha vardır. Sinyal koluna ufak bir dokunuş yaptığınızda etkinleşen ve sadece üç kez yanıp sönen sinyal lambaları geliştirilmiştir. Bu işlev, kendi kendini iptal eden mekanizmanın aksine sinyal lambası üç kez yanıp söndükten sonra otomatik olarak kapanır. Bu özellik, keskin dönüşlerin aksine şerit değiştirmek amacıyla kullanılır ve sürücünün yola odaklanmasına yardımcı olur.
Modern araçlar, sinyal lambalarını yöneten karoseri / gövde kontrol modülü (BCM) denilen bir bilgisayarla donatılmıştır. Sürücü, sinyal lambalarını etkinleştirdiğinde, gövde kontrol modülüne bir elektrik sinyali gönderir. Modül, ilgili sinyal lambasını etkinleştirir ya da başka bir modüle etkinleştirmesi için komut gönderir.
Sinyal Lambasının Tarihçesi
1900'lerin başlarında, sürücüler hangi yöne döneceklerini diğer sürücülere belirtmek için el işaretlerini kullanırdı. Sola dönüşü belirtmek için kolunuzu düz bir şekilde camdan dışarı uzatır, sağa dönüşü belirtmek için dirseğinizi kırarak kolunuzu dik bir açıda yukarı kaldırır, durma eylemini belirtmek içinse dirseğinizi kırarak kolunuzu dik bir açıda aşağı doğru uzatırdınız. Bu işaret sistemi, bisiklet ve motosiklet kullanıcıları tarafından günümüzde halen kullanılmaktadır.
1907'de Percy Douglas-Hamilton adında bir mucit "araçların amaçlanan hareketlerini gösteren" ve araçların dönüş iletişimini basitleştiren bir cihaz için patent başvurusunda bulundu ve 1909 yılında bu icadın patentini aldı. Bu tasarım tıpkı eller şeklindeydi çünkü çoğu sürücü el sinyallerini okumaya alışmıştı.
1914 yılında, Florence Lawrence adında başarılı bir sessiz film oyuncusu benzer bir fikre sahipti. 200'den fazla filmde yer aldı ve oyunculuktaki başarısı nedeniyle kendi arabasını alacak kadar zengin oldu. Lawrance, aynı zamanda bir mucitti ve bir düğmeye basarak otomobilin arka tamponundaki bayrağı hareket ettiren mekanik bir kol tasarladı. Bayrak, arabanın hangi yöne gideceğine bağlı olarak kaldırılıyor, indiriliyor ve bu da diğer sürücüleri bilgilendiriyordu. Ancak, erken kariyerine rağmen Lawrence şanssız bir kadere sahipti. Patent başvurusunda bulunmamış, yangında yaralanmış, oyunculuk işi bulamamış ve karınca zehri içerek 52 yaşında hayatına son vermişti. Son sözleri: “Yorgunum. Umarım bu işe yarar. Hoşçakal sevgilim. Beni iyileştiremezler, o yüzden bırak gitsin.” oldu. Lawrence, patent başvurusunda bulunsa bile bu bir işe yaramayabilirdi, çünkü benzer bir tasarımın patentini 1907'de Percy Douglas-Hamilton zaten almıştı.
Bu arada sürücüler ve mucitler başka çözümler üzerinde arayışlarını sürdürdüler. Bu süreç içerisinde sürücüler niyetlerini el ile belirtmeye devam etti. Bu arada Avrupalı otomobil üreticileri de boş durmuyordu. 1908'de İtalyan Alfredo Barrachini, kabloyla etkinleştirilen bir sisteme elektrik ışıkları ekledi. Boston merkezli Naillik Motor Signal Company adlı bir şirket, 1918 yılında elektrik motorlarını üretti ve Lawrence'ın üç yıl önceki buluşunu çalarak üzerinde çalıştı. 1923'te Fransız mucitler Gustave Deneef ve Maurice Boisson lineer bir solenoid kullandı. 1927'ye gelindiğinde, Fransız ve Alman mucitler, solenoid ve elektriği birleştirerek "trafikatörler" denilen bir cihazı icat etti. Kapı direklerine monde edilen trafikatörler, dönüş esnasında gösterge paneline yerleştirilmiş bir düğmeye basılarak etkinleştiriliyordu. Elektromıknatısla güçlendirilmiş bir kol harekete geçiyor ve açıldığında trafikatörde küçük bir lamba yanıyor, kapatıldığında ise trafikatörler tekrar içeri doğru katlanıyordu. Bu teknoloji Alman üretimi Ford Model A ve Volkswagen Beetles'larda kullanılsa da Amerika'da pek rağbet görmedi. Pek çok sürücü, özellikle kırılgan olması ve sıkışıp açılmaması nedeniyle pek memnun kalmadı ve daha modern dönüş sinyalleri tanıtıldıkça trafikatörler aşamalı olarak kaldırıldı.
İlk modern dönüş sinyali patenti 1925'te Edgar A. Walz Jr. tarafından alındı. İcadı, iki yanıp sönen ok ve bir fren lambasından oluşuyordu. Buluşunu büyük otomobil üreticilerine satmaya çalıştı ancak ilgi görmedi ve patent on dört yıl sonra hiçbir alıcı bulamadan sona erdi.
1929 yılında Oscar J. Simler adında bir adam, seleflerine benzer bir şekilde yavaş, dur, sola veya sağa dönüş yönlerini gösteren, dört loblu bir sinyal lambası ile sahneye çıktı. Patentli tasarımı, dönüş sinyali vermenin yanı sıra, frene basıldığında yavaşlama ışığını yakıyor, frene ve debriyaja aynı anda basıldığında ise dur işaretini veriyordu. Bir başka deyişle yaptığı cihaz, aracın ne zaman yavaşlayacağını, duracağını veya sağa ve sola döneceğini diğer sürücülere açık bir şekilde belirtiyordu.
1930'ların sonlarına gelindiğinde Joseph Bell ilk yanıp sönen ışık cihazının patentini aldı ve bu teknoloji ilk kez 1939 yılında Buick'te kullanıldı. Buick, bu başarısından 1 yıl sonra araca yeni eklemeler yaptı ve sinyal lambalarını aracın ön kısmına da yerleştirdi. Ayrıca, ışıkların kendi kendini sönmesini sağlayan ek bir mekanizma da ekledi. İlginç bir şekilde sinyal lambaları başlangıçta isteğe bağlıydı ve ek bir ücret karşılığında araçlara eklendi. Yeni buluşların hemen benimsenmesini beklersiniz, ancak sinyal lambaları 1950'lerin başına kadar yaygın değildi. İnsanlar, yaklaşık 50 yıl boyunca sinyal lambasız araba kullandı.
Uzun yıllar sonra, dönüş sinyalleri muazzam bir şekilde gelişti. Her otomobil tutkununun ilgisini çeken bir ürün haline geldi ve kısa süre sonra modern dünyamızda temel bir otomobil bileşeni haline geldi. 1960'lı yılların sonlarına doğru tüm araçların sinyal lambası kullanması zorunlu hale geldi. 1973'ten sonra üretilen tüm motosikletlerde de sinyal lambaları kullanılmaya başlandı.
1980 yılında ortak bir karar alındı ve sinyal lambalarında yeni bir yükseltme yapıldı. Enerji verimliliği ve dayanıklılığı nedeniyle sinyal lambalarının yapımında filaman ampuller yerine LED teknolojisi kullanıldı.
Sinyal Kolu Arıza Belirtileri Nelerdir?
Sinyal kolu, aracın ömrü boyunca dayanacak şekilde tasarlanmış olsa da, üretim hataları, kaba kullanım ve diğer nedenlerden dolayı daha erken bozulabilir. Sinyal lambalarınız düzgün çalışmıyorsa, bunun birkaç olası nedeni olabilir. En yaygın nedeni patlamış bir ampul veya atmış bir sigortadır. Bunlar, öncelikle kontrol edilmesi gereken basit bileşenlerdir. Bu adımlar sorununuzu çözmezse, sinyal kolu veya flaşör (röle) arızalı olabilir.
Arızalı bir sinyal kolunun bazı belirtileri şunlardır:
- - Direksiyon simidi merkeze döndüğü halde sinyal lambaları ve gösterge ışığı yanıp sönmeye devam edebilir
- - Direksiyon koluna basılı tutulmadığı sürece sinyal lambaları yanmayabilir
- - Sağa ve sola dönüş lambaları ve dörtlü ikaz lambaları yanmayabilir
- - Araç uygulamasına bağlı olarak hız sabitleyici, sis farları ve diğer ilgili bileşenler düzgün çalışmayabilir